GEDİKMEDİA
 
  Helal Kazancın Hikayesi
  Başını Vermeyen Şehid;Seyyid Bilâl Hazretleri
  HZ. Hüseyin'in Türk Milletine Duası
  Mimar Sinan'dan 400 Sene Sonrasına Mektup
  İstanbulun Fethini 50 Gün Gecikren Veli ;Vedud Sultan
  ''DANİEL DEFOE BİR OSMANLI CASUSUYDU''
  Kanuni'nin Mezarına Koydurduğu Küçük Sanduka Neydi?
  Stalin'in vazgeçemediği telepatı Messing
  Osmanlı Devleti'ni Bir Velinin Bedduası mı Yıktı?
  Osmanlı subayının elle çizdiği para
  Padişah Ağlatan Evliya Karabaş Velî Hazretleri
  Sin şın'a girince Muhiddinin Kabri Bulunur
  ALİ USTA'NIN HATIRALARINDA ŞEYH ŞERAFEDDİN DAĞISTANÎ (K.S.)
  MÜŞTAK BABA VE ANKARA’NIN BAŞKENT OLACAĞI MÜJDESİ
  Piri Reis’in kayıp Hazinesi
  Piri Reis Haritasının Sırrı
  Washington Konya Arası 5 Dakika
  Münir DERMAN ks
  Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferini Hiç Böyle Okudunuz mu?
  Cifir İlmi ve Bediüzzaman
  Gönenli Mehmet Efendi ve Bediüzzaman
  Oktan Keleş ve Metafizik İstihbarat
  İLM-İ LEDÜN SIRLARINDAN
  Müthiş Buluş Mutlaka Okuyunuz
  Atlantis ve Mu Bilmediğimiz Bir Teknolojiye mi Sahipti?
  ALLAH DOSTU Münir DERMAN (ks) DEMİŞDİ Kİ… SOHBET MD-70
  Dünyada Medeniyetin Kaynağı Türkler mi?
  Müftü El-Hüseyni-Adolf Hitler
  Oktan Keleş cevaplıyor
  Yunus'u Hiç Böyle Okudunuz mu?
  Hz.Mevlana 8 asır önce atom bombasını haber vermişti!
  Şeyh Şerafettin Dağıstani
  5000 Yıl Önce Çizilen Uçak,Helikopter,Denizaltı,Uçan Araba Figürleri,
  Küçük Hüseyin Ankaravi ks
  Bu dut,dut verdikçe anadolu Türk'lerindir
  Antik Çağda Bilgisayar Kullanıldı mı? ; Antikythera mekanizması
  Osmanlı Sultanları’nın Tılsımlı Gömlekleri
  Yuşa Peygamberin Kabrini Bulan Veli;Yahya Efendi
  Türk buluşu Ankaferd,Kanamayı durduran dahiyane çözüm
  TÜRK TARİHİNE AİT YENİ SIRLAR
  Ayasofya'nın sırrı harcında saklı
  Tapınakçı Lawrence
  Kumran yazıları,çobanın bulduğu tarih,,
  Münir Derman ks. vaaz notları
  Adnan Menderes'in saatindeki entrika
  MENAKIBI ŞEYH ŞERAFETTİN DAĞISTANİ
  P3 HERMES’TEN HZ. İDRİS’E İŞARETLER!
  HZ. YUŞA TEPESİNİN SIRRI METAFİZİK İSTİHBARAT (1)
  Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferini Bir de Böyle Okuyun
  Hristiyanlığın Binlerce Yıldır Gizlenmiş Gerçeği ;Barnabas İncili
  Davud as'mın Kılıcındaki Gizem
  Türk'ün Manevi Sırrı Münir Derman ks Vaaz 1
  BU YAZIYI LÜTFEN 30 KERE OKUYUNUZ......
  Yara Tedavisinde Bal
  Admine soru,görüş ve önerilerinizi bildirebilirsiniz.
  Site sayacı
  Ziyaretçi defteri
ALLAH DOSTU Münir DERMAN (ks) DEMİŞDİ Kİ… SOHBET MD-70



İHSAN


Yarın âhirete gittiğimiz zaman, çıkacağız huzûruna.. hesaplar mesaplar makinalar felan defterler, uuu kıyâmet kâtipler işleyecek hepisi işleyecek kalkacağız tertemiz.
Hadi git cennete,
Git ulan cehenneme,
Cehenneme gitmek de bir hüner, çünkü temizlenmektir.
Zati insan olmayana:
“Men lem yekun insanen la ya’rifu kadru’l-insan”
İnsan olmayan, İNSAN’ın kadrini bilmez.
İnsanlık iki ayağının üzerinde maymunlarda duruyor oğlum. İnsan başka.
Bunu yaptı mı cennete.
Eee, zaten yaptıktan sonra,
ALLAH söz vermiş cennete gideceğim. Bunun kıymet neresinde?
Bana bir ihsan mı yapmış.
Şunun şunun şunun şununu yaptı mı, gâyet tabi cennete gideceksin, yani azab görmeyeceksin.
Şu şu şu şu edebsizliği de yaptıysan cehenneme gidersin.
Burda
ALLAH'ın ihsânı yok, âyet-i kerimede söylüyor, çok dikkat buyurun. İhsan başka bir şeydir.
Yine bir hadis-i kudsîde bir insanın biri mü’minler bizim içimizdeki gibi mü’minlerden birisi âhirete intikal etmiş.
Hesaplar görülmüş şunlar bunlar gelmiş Huzûr-u ilâhiyeye.
Melekler demişler ki:
“Yâ İlâhî bu kulun tertemiz hiçbir lekesi yok!”
“Sâhi mi?”
“Yok Efendim, aha tertemiz”
Kul da çıkmış: “Yâ RABBi demiş. Ben emirlerini yerine getirdim, kânunlarını yerine getirdim, peygamberinin söylediklerini yaptım, zîna yapmadım, haram yemedim, bütüüün emirlerin yerli yerine geldi, namussuzluk etmedim!” demiş.
“Yâ Kul! Bak ellerine.. “Bela kadirîne 'ala en nusevviye benânehu.”
Hımm.. Casus parmak da diyecek “evet Yâ RABBi tertemiz elleri bak yâ İlahî!”
Cenâb-ı ALLAH: “Peki tertemizsen götür cennete!” diyecek.
“Ama kulum ellerin bommboşşş!” diyecek.
Hah işte bu bomboşluk, o boşu dolduracak
ALLAH'ın ihsânıdır.
İhsan, namaz kılmak, oruç tutmak, haram yememek, gıybet yapmamak, efendim şu kadar ibâdet yapmak, hacca gitmek, şunu yapmak, bunu yapmak, öteki câmi yaptırmak köprü yaptırmak... Yooo yooo yo ihsan gelmez.
İhsan
ALLAH'ın seçkin kullarına gelir.
Bakınız şimdi oradan güneş giriyor.
Güneşin yedi rengi vardır biliyorsunuz.
Bir billur getirirseniz, billurdan geçti mi renkler görülmeye başlar.
Onun için
ALLAH’ın ihsanı muayyen kullara vurur.
“Ama Efendim biz?”
Bizde de var… sende de oğlum…. Hepimize gelebilir.
İhsan geldi mi, ihsan demek
ALLAH’ın Nûrunun bir insanda tecellî etmesidir.
O nur geldi mi, göbek at oğlum, bitti kurtuldun.. Göbek at, âhirette at, dünyâda at korkma artık.
Çünkü bu nûru verdiği insana
“geri almam” diyor cenâb-ı ALLAH ahaa âyet-i kerîme.
Bir zamanlar gelecek diyor Kur'ân-ı Kerim’de âyet-i kerimede,

“Herkes burnu yukarı kalkacak kibir hâline gelecekler” diyor, “kibir Bana âittir, El Mütekebbir Esmâsı Bana âittir. Ben kuluma da El Mutekebbirlik kibirlilik verdim amma Benim karşımda Benimle yarışa çıkmasın hududu dâhilinde verdim.Onun tahammülünü onun Bana karşı bağlılığını ölçmek için verdim.”
Onun için kimde tecellî ederse bu şey, ihsan, o bambaşka bir şeydir.
İhsan kimde tecellî ederse o adam hayırsever olur.
Hayırseverlik; cömertlik, toplum severlik, cemiyet severlik, insan severlik değildir.
Bunlar takdir edilir, cömert insan her şeyini verir; câmi yaptırır, köprü yaptırır, bilmem efendim mektepler yaptırır, hastaneler yaptırır, bu hayırseverlik değil oğlum.
Bu İnsan severlik, toplum severlik, cömertliktir. hayırseverlik bambaşka bir şey.

ALLAH’ın ihsânı tecellî eden kullarında görülür.
Hayırseverliği târif etmeye imkan yok.
Verdiğini geriye gidiyorsa giden yer bilmeyecek kimden geldiğini, verilen yerden yardım edilecek, adama gittiği zaman o da bilmeyecek nerden geldiğini ki küçülmesin diye.
İnsanlar, küçüklük bayağılık hissi hissettikleri zaman küfre girerler maazallâhu teâlâ.
Şu kapıda dilenenlerin hepsi küfürdedir.
Vallâhi de billâhi bu kürsüden aşağı inmeyim.
Çünkü
ALLAH’tan başka tarafa el uzatmak İslâm’dan değildir.
Hele sokaklarda var bâzıları
ALLAH rızâsı için yol, sokakta yerde oturmuş sidik yerinde ALLAH’ın ismini anıyor.
Geçen adamın cebinde para yok
ALLAH için canını verir sen ne selâhiyetle o müslümanın “ver!” diye üzüyorsun kalbini.

Onun için aziz cemaat aziz Müslümanlar hayırseverlik insanın, benim içimde para yokken şu cüzdan var ya hani cepte durur, bunun içinde hapsedilmiş.
Bugünkü dünyâda hayırseverlik şu cüzdanımız var ya erkeklerin kimisinde binlerce beşyüz, belki de bir şey yok, belki on onbeş lira var içinde buna hapsedilmiştir.
Hayırseverlik cebimizde hani şeyler vardır bozuk para cüzdanı aha ondadır hayırseverlik.
Bu hayırseverlik değil buna kepâzelik denir.
Hayırseverlik şimdi dünyâdan kalkmıştır.
Hayırseverliği efendim târif et bana?
Ben târif edemem yalnız size bir hâdise anlatacağım.
O hâdise hayırseverliği îzaha kâfidir.
Bundan 28-27 sene evvel kaç sene oldu Erzincan felâketi olalı ha?
Aşağı yukarı 26-27 sene oluyor.
Bulunduğum yerde zenginler var aldık yanımıza iki adam bir de torba gittik
“Efendi işte aha işte şöyle 90 bin kişi öldü Erzincan’da haaaa şakası makası yok”
Para topluyoruz topladık bir buçuk saatin içinde ondörtbin lira topladık o zamanın parasıyla.
Tabi ben lakırt açtım torbaların ağzını heriflerle şöyle şöyle şöyle şöyle şöyle hemen bankaya telledik.
Geldim akşam üzeri güneş batıyor eve küçücük bir evde kalıyorum abdestim de vardı bir de ezan okunuyor câmide yakın.
Bir namaz kılıyım dedim.
Üç rekatı kıldık selâm verdik kalktık iki son rekat sünnetine o da bitti. Ellerimi kaldırdım kapı
“tak tak tak tak” vuruldu.
Zâten Kapı da şöyle hanım gitti açtı, bir çocuk onbir yaşlarında.
Çok dikkat edin aziz cemaat bunu ben hiç kimseye söylemem!
Aha bak şimdi kaç senedir ağzıma geldi de söylüyorum:
“Doktor bey evde mi?” dedi çocuk. Duyuyorum ben.
“Evde oğlum!” dedi kalktım hemen ben: “Buyur evlâdım!” dedim.
Bir zarf verdi bana. Üstü yazılı kapalı:
“Doktor bey dedi bunu babam gönderdi” elime verir vermez kaçtı çocuk.
Yâni o kadar ki, çocuğun sîmâsını bile kafama nakşedemedim.
Açtım bende, içinde hâlâ saklarım o mektubu bir kağıt üzerinde çizgili böyle mektep çocuğu yazısı ile herhalde babası söyledi bilmiyor yazıyı
“Doktor bey diyor, ben diyor bir işçiyim. Yedi senedir felcim diyor beni siz hiç görmediniz diyor hiçbir yerden gelirim yok diyor bir karım var bir de bu mektubu getiren oğulcağızım var diyor. Ya yemek buluyoruz ya bulmuyoruz!”
Bulamadım evini herifin ki yardım edeyim. Aradım aradım bulamadım.
“Yastığımın altında dedi elli kuruşum var dedi onu da zarfın içine koydum dedi kimseye söyleme ALLAH rızâsı için bir hayırda ben bu çorbanın içinde benim de tuzum bulunsun ne olur diyor doktor bey!”

Aha hayır bu oğlum.
Bundan güzel târif hayırın târifi yoktur.
Hayır,
ALLAH rızâsı için olmadı mı gösteriş için oldu mu ona hayır demezler param çok başkasına apartman yapıyorum hibe derler oğlum.
Hayırseverlikten kaçmak için bugün bir moda var biliyor musun sen o modayı?
Milletler hayırseverlikten kaçıyor.
Moda nasıl bir moda şimdi söylersem hepiniz
“evet” diyeceksiniz.
Hayırseverlikten kaçmak için hayırsever görünmek âdet oldu.
Herif alıyor eline makbuzu Kars’tan kalkıyor buraya geliyor
“câmi yaptıracağız” diyor.
Yüzdesi var da onun için, o hayırseverlik değil oğlum daha neler var.
“Efendim falan yeri yaptırıyoruz beyefendi işte ehe ehe oho oho!”
İşte geçen gün geldi birisi burada: “Hoca efendi söyle dedi cemaata da!”
“Vallâ ben söyleyemem cemaate oğlum âdetim değil!” dedim.
Hayırsever görünmek için hayırseverlikten kaçmak için hayırsever görünür, bugün âdet öyle.
Hayırseverlik dedim ya para çantasına gizlenmiştir.
Tabi ufak para çantası tarafına değil büyük para çantası tarafına.

Bir de sadaka vardır sadaka bugün hayırseverliğin bir hayâleti bir karikatürü hâlindedir.

“Sadaka ver beş kuruş Hasan Efendi…”
Sadaka verecek misin? Gideceksin oğlum herifin eline verme parayı git bir ekmek al yetmiş kuruşa “aha!.”
Çünkü öyle sadaka toplayanlar var ki gidiyor onu başka yerde.
“Efendim ben sadakayı vereyim de ne yaparsa yapsın evet ne yaparsa yapsın”
Öyle bir lakırdı var amma henüz o parayı almak için nereden geldiğini düşünmediğin için söylüyorsunuz onu.
Ekmek alıyorsun o ekmek karışık mı değil mi temiz mi yapılmış onu düşünmediğin için sadakanın gidecek yerini de düşünmüyorsun.
Hayırsever olmak için aziz cemaat kendisinin hiçbir varlık olmadığını anlamak lâzım.
Hayırseverlik
ALLAH rızâsı için yapılmalıdır.
Hayırseverlik nedir o halde târifi güçtür.
Demin anlattığım hikâye hayırseverliği güzel târif eder.

ALLAH rızâsı için yapılmayan yardım ancak olsa olsa cömertlik olur insan severlik olur toplum severlik olabilir.
Bunlarda güzel şeylerdir takdir edilir ama hayırseverlik başkadır. Hayırseverlik bambaşkadır.

Bak sonundan şimdi ne çıkacak bunun.
Hani bir yerinde insanın katı bir şey olur ağrır:
“Oğlum lapa koy oğlum et dövmesi koy sıcak koy!”
Bir günde başlar yumuşamaya aşağıdan cerahat çıkar yukarı.
Bir gün de gelir tam neşterlik olur
“fırrr!” vurdu mu, kilolarca cerahat çıkar.
Şimdi ben bunları anlattıktan sonra bir neşter vuracağım size.
İçinizden hep onlar boşalacak aşağı.
Ve utanacağız hepimiz birden utanacağız.

“Ama nedir o?”
Anlayamazsın kafana sokamazsın dinle beni!.
Taaa ki o yara olmadı.
Hayırseverlik ALLAH’ın nûrunun düşkün ve kimsesizlere aksetmesidir.
Ayna arıyor senden aksedecek.
Ziyâ her yerden aksetmez bilirsiniz aynaya vurup aksedecek.
Hayırsever olmak için gurur duymayacak iftihar vesîlesi yapmayacak yardımı ağzına bile almayacak, veren görülmeyecek, alan ise vereni bilmeyecek aldığı için küçülmeyecek.

Dünyâ bugün sevgiden yoksundur.
Aç çıplak ve evsizlerle doludur.
Sevgi yoksa hayırseverlik denilen bir kelime de yoktur.
İnsanlar bugün birbirlerini sevmiyorlar.
Hayırseverlik füze devrinde olmamıza rağmen füzeyi biliyorsunuz
“jjjiiiiiit” gidiyor.
Burdan gidiyor Avrupa’da bir memleketi hiç daha içinde adam olmadan mahvediyor.
Füze devrinde olmamıza rağmen hayırseverlik el arabası devrindedir haaaa.El arabası devrindedir.
Hayırseverlik füze devrinde olmamıza rağmen el arabası devrindedir. İnsan severlik için o lisan kullanılmaz oğlum.
Cehenneme girersin kullanılmaz.
Hayırsever olursan cennete girersin o da kullanılmaz

Birgün Hasan-ı Basrî, cehennemden korkup ağlıyormuş Hazreti Adeviyye demiş


“ne oluyor sana yâ hu demiş?"

"Cehennemden korkun cehennemden…”

“Ya RABBİ demiş ben Sana ibâdet yapıyorsam cennete girmek için bana cenneti haram et demiş. Eğer cehennemden korkup sana ibâdet yapıyorsam cehenneme sok beni demiş. Ben senin rızânı kazanmak için uğraşıyorum!”

Biz hepimiz “aman cehenneme girmeyelim, cennette hûriler, yemekler, baklavalar, pilavlar.”
Yok yok ıııhh.. Maahaza şimdiden çıkıyor hepimiz böyleyiz.
Yarın cennete gireceğiz çok iyi rahat..
Yarın toprağa girdiğin zaman anlarsın kolay mı!
İnsan
ALLAH huzûruna çıkıp hesap verirken demin anlattım size “ellerine bak” demiş “kulum doğru söylersin fakat ben şefkat sevgi ırmağımın aktığı ellerin bomboş olduğunu görüyorum sende” demiş.
Yardım, acımakla olmaz ağalar.
Acımak, acıdım.. yo yooo acımakla olmaz.
Sevgi ve hurmetle olur.
Acımak başka merhâmet sevgi bunlar bambaşka şeyler.
Acımak insanlık hepimizde olur.
Merhâmet sevgi ilâhî bir esmâdır.
Rahmeten li’l- Âlemîn!
Uhud Muharebesinde sallallâhu aleyhi ve sellemin mubârek dişleri kırılmış.
Sahâbeler şehid edilmiş, kan revan her tarafı gidiyorlar o kaldırmış mubârek ellerini:


“Ya RABBİ sen bu müşrikleri affet demiş bunlar ne yaptığını bilmiyorlar!”

Aha merhâmet budur oğlum.

“Onun için merhâmet on dörtte bir 1/14 peygamberliktir” Hadis-i peygamberidir.
Sallallâhu aleyhi ve sellem birgün Kâbe’ye giderken bir leş görmüş köpek leşi, pis kokuyor böööyle dişlerinin şeyinde.
Hz Ebû Bekir önüne çıkmış:
“Yâ Rasulullah bu taraftan teşrif buyurun fenâ koku var!”
O mubârek öyle şefkat feneri ki duymuyor kokuyu yanaşmış yanına böyle asasınnan dişlerini göstermiş köpeğin: “Yâ Ömer bak ne kadar güzel dişleri var!” demiş.
Orda bile
ALLAH’ın büyüklüğünü kudretini gösteriyor ve mubârek iki âlemi gören gözlerini bir tarafa çevirmiş böyle

-Biz görmeyiz onları.

-Biz de görürüz oğlum, biz de görürüz

-Nasıl görürüz?

-Sık kendini içindeki Rasûlullah’ın el feneriyle.

Rasûlullah HAYY’dır! Burada bile vardır.
“Demiş ki Kırk sene başını secdeden kaldırmayan kedisini susuzluktan öldüren bir Sâliha kadının cehennem azâbını görüyorum!” demiş Rasûlullâhu sallallâhu aleyhi ve sellem.
Mubârek gözlerini başka tarafa çevirmiş.
İnşallah o gözleri görmek ellerinden öpmek nasib eyler bize
ALLAHu Teâlâ.
“Yaralı ve susuzluktan çamur yalayan bir köpeğe elinlen su içiren bir fâhişeyi cenneti a’lâ da görüyorum!” Buyurun, ondan sonra dönmüş: “Merhâmet ondörtte bir peygamberliktir” demiş onun için Er-Rahmanu’r-Rahîm ALLAH, kimde Rahim Esmâsı tecellî ederse o ALLAH'ın kancası takılmıştır ona korkmasın.
Böyle Kanca takıldı mı sende merhâmet ve sevgi esmâları tecellî etmeye başlar.
Bu İşte donmadan buhar olmadan akmak lâzımdır. Neyin varsa vereceksin.

Hawai adaları vardır Bahr-i Muhitte büyük Bahr-i Muhit işitmişsinizdir Honolulular Monolulu gazetelerde.. işitmişsinizdir.
Bu Hawai adalarında Kavava denilen bir küçük ada vardır ben bilirim bu adaya gittim.
Burada cüzzamlılar yaşar.
Cüzzam bugün geçici bir hastalık değildir, Sıtma gibi tedâvi edilen bir hastalıktır.
Beşeriyet bu cüzzamlılara hiç yardım etmemiştir anca din adamları yardım etmiştir.
Din peygamberler, Din adamı gidiyor misyoner Şuaybser şeyde Afrika’da elli sene kalıyor.
Bu Kavava denen oraları çok çiçeklikdir zâten adaya çıktın mı boğazınıza çiçek takarlar.
Adaya giriyorsunuz büyük bir lepresori var.
Lepresori, Cüzzam Hastanesi demek.
Önünde büyük güzel mezar yapılmış.
Çiçekler içinde dikit üstünde 1868 yazıyor.
Pierre Danyen hâlâ gözümün önündedir.
Papaz Danyen demek Pierre Danyen.
Papaz kılığına girmiş çok İslâm’lar vardır oğlum.


“Falanca İslâm değil falanca bilmem ne değil!”

Yo yooo yo yo ALLAH sorar insanın nasıl kul olduğunu.
O bize âit kelime değildir.
Bir insanın nasıl olacağını cenâb-ı
ALLAH yarın âhirette soracaktır.
Biz kimseye buhtan onun için….
Mevtâların peşinden ağzınızı tutun küfür müfür etmeyin…..


-Mezarına bilmem ne… anana …

Bunlar hiç laf değil bunlar kepâze insanlar.
Bir misyoner varmış orada.
Her gün bak yüz seneye yakın zaman geçmiş her gün çoluğu çocuğu o türbenin önünden geçer ve çiçek bırakırlar ve duâ ederler kendi dillerinde.
Onlar da
ALLAH’a inanıyorlar.
Fakat bu Papaz Danyen’in cesedi orda değildi.
Cesedi öldükten sonra Belçika’lıdır kendisi Belçika’ya gönderilmiş Belçika’ya vapur yanaştığı zaman kral cenâzesine karşı çıkmıştır bu zatın.
Bugün Kavavadaki mezarı bomboştur ama cesedi Belçika’da fakat o nesil, hala herifin mezarını ziyâret ediyor duâ ediyor çiçek atıyor rûhu hayırseveriliğin bulunduğu yerde kalmıştır.
Kırkbeş sene ömrünü oraya harcamıştır hayırseverlik için.
Onun için
ALLAH’ın ihsan kelimesi deminki âyette din min düşünmez oğlum.
İhsan
ALLAH’ın Hayırseverlik yolunda koşan herkese ihsânı olur.
Belki bir dinsizdir adam hayırsever olur
ALLAH onu îmanla müşerref kılar.
İhsan başka bir şey.
Amma sen İslâm isen hayırsever olursan o zaman bambaşka...

Şimdi lapayı kaldırdık oğlum lapayı kaldırdık baktık ki kızarmış yumuşamış aha bunu açacağız

-ya acırsa?
-Ulan donduracağım korkma.
Bâzısı da kaçar: “Ben yaptırmayacağım!”
Kıyâmettir bizde hastane.
-ya etme kangren!..
- yo yo yo!..
Eğer kangren olma tehlikesi varsa o bağırsa da bağırmasa da bir tokat çekip bayıltıp yapıyorduk.
Açtık yarayı.
Şimdi bana iyi dikkat edin aziz cemaat.
1939 da başlayıp 1945 te biten ikinci dünyâ harbi, size hakîki resmî bilanço vereceğim.
32 milyon genç savaş meydanlarında can vermiştir.
20 milyon kadın çocuk ihtiyar bombardımanda ölmüştür.
21 milyon kişi her varlığını kaybetmiştir.
45 milyon kişi sürgün ve hapsedilmiştir.
30 milyon yaralı ve mâlul kalmıştır. Bu beş senelik harbte.
15 milyon kişi evsiz, aç, hastalık içinde.
1,5 milyon çocuk yetim kalmıştır.
Ki Rasûlullah efendimiz
“Ve emma’l-yetîme fe la tekhar ve emma’s-sâile ve lâ tenhar”
Kapına uğrayan fakiri boş çevirme yetimi de hor görme âyeti kerîmedir bu. Yetim yetimdir oğlum.
1,5 milyon kişi de çıldırmıştır aziz cemaat.
Bu harb bombardımanı şeyinden kötülüklerinden.
Hâlen dünyâmızda 400 milyon çocuk açtır ve gece perişan hâlinde böyle birbirlerine bakarak uyurlar bütün dünyâda…

 
   
bugün 32 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol