|
|
 |
|
Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferini Hiç Böyle Okudunuz mu? |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi ve Sırları
Dr.Münir Derman (k.s), Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferini anlatıyor...
Şimdi kimseye bir şey öğretmek ve inandırmak niyetinde değiliz. Tomarı Osmaniden yani Osmanlı Arşivinden bir sayfa okuyalım.
Yavuz Selim Şam'da. Oradan Mısır'ı fethetmek niyetiyle harekete hazır... Şam'da Gademi şerif onun batısına doğru bugün hava meydanı olan yerde Otağı Hümayun kurulmuş. Padişahın çadırı... Vezirler ellerini kavuşturmuşlar boyunları eğik padişahı dinliyorlardı. Paşalar, yarın sabah namazını ben kıldıracağım ve ondan sonra da Sina çölünü aşarak Mısır'a varacağız. Ordu, 365 bin atlı, develi ve yaya askerden ibaret. Yavuz Selim'in lalası ellerini oğuşturuyor.
- Lala ne ellerini oğuşturursun senin dilinin altında bir şey var. Söyle...
- Şevketlim, söyleyeceğim yalnız benim fîkrimdir. (Paşalar fikirlerini söylemekten korktukları için fikir padişahın sevdiği laladan çıkıyordu.)
- Şevketlim, Sina çölünde kum, sıcak, susuzluk var. Biz bu çölü ancak 9 günde geçebiliriz. Sahilden (Süveyş kanalı olmadığından) Mısıra girebiliriz dedi.
Yavuz, kaşlarını çatarak, lala seni çok severim. Boynun mu kaşınıyor dedi. Çadırdakilerin hepsi birden bembeyaz kesildiler. Ertesi günü sabah namazı kılındı. Ordu hareket etti. Önde padişah çöle girdiler. Güneş yükselmeye başladı. Sıcak... Sessiz, ordu yürüyordu Birden atını durdurdu Yavuz. Öğle oldu. Abdesti olanlar abdesti ile, suyu olanlar su ile, olmayanlar kum ile teyemmüm ederek, cemaatsız herkes namazını kılsın buyurdu. Namaz kılındı tekrar ordu yola girdi. Bir saat sonra Yavuz atını durdurdu, şimşek gibi yere atladı. Dört elli çölde yürümeye başladı. Kumandanlar vezirler herkes şaşırdı. Padişah dört elli yürüyordu. Üç dört kilometre böyle devanı etti. Gözlerinden yaşlar geldi. Sessiz... Kalktı atına bindi. Yola devam edildi.Çöl dokuz günde geçildi. Ne telefat var, ne susayan var, ne acıkan var. Mısır'a varıldı, Mısır fethedildi. Padişah Mısırda otuz bir gün kaldı. Sahil yolundan tekrar İstanbul'a dönüldü.
Aradan üç ay geçti. İbni Kemal ve diğer vüzera padişahın sakin bir zamanında Şevketlüm Sina çölünde 3 - 5 km dört elli yürüdünüz. Sonra oturdunuz dua ettiniz, ağladınız. Atınıza bindiniz yolumuza devanı ettik. Bu hadiseyi biz anlayamadık. Bizlere lütfeder misiniz dediler. Yavuz diz çöktü ağlamaya başladı. "Ne görürüm paşalarım bilir misiniz, yalın ayak başı açık Resulü Ekrem efendimiz önde yürüyordu. Hicabımdan dört ayak yürümek mecburiyetinde kaldım. Sonra kayboldu buyurdular. Yavuz tekrar ağlamaya başladı. Paşalar yanından parmaklarının ucuna basarak sessizce çekildiler. Ondan sonra Yavuz, emaneti mübarek içinyaptırdığı daireye kırk hafız tayin ederek her gün orada hatim indirilmesini emretmişti.
Resulullah'ın mübarek ağızlarından insaniyete bildirilen ilâhi vahyin ihtizazları 420 sene devam etti. Sebebi bilinmez. Her halde tecelli rabbani 1940 senelerinde bu, kendiliğinden kalkıp gitti.
Niyazımız ister inan ister inanma. Bu meçhul dediğin ne ise onun altında gizli hakikatlerden birisidir. Osmanlı Padişahları içinde Yavuz Selim son halife Vahdettin hazretleri sakal bırakmamışlardır. Sebebi vardır. Resulullah efendimiz rivayete göre vefatlarından üç sene evvel biraz sakal bırakmışlardır.
NOT: Yukarıdaki, yazı; "MÜNİR DERMAN ALLAH DOSTU DER Kİ...YAZILMAMIŞ SIRLARIN İLKİ YAZILACAK SIRLARIN SONU 2. CİLT" eserinden alınmıştır. |
|
|
|
|
|
bugün 30 ziyaretçikişi burdaydı! |